Güzel ve Çirkin – Beauty and the Beast

GÜZEL VE ÇİRKİN
Disney’in animasyon klasiği Güzel ve Çirkin’deki hikâye ve karakterleri, izleyiciler tanıyıp çok sevdi. Film uyarlamasında olağanüstü bir oyuncu ekibi rol alıyor: Emma Watson, Dan Stevens, Luke Evans, Kevin Kline, Josh Gad, Ewan McGregor, Stanley Tucci, Audra McDonald, Gugu Mbatha-Raw, Hattie Morahan, Nathan Mack, Ian McKellen ve Emma Thompson.
1991 yapımı film Güzel ve Çirkin’den uyarlanan ve Bill Condon’ın yönetmenliğini yaptığı filmin senaryosunu Evan Spiliotopoulos, Stephen Chbosky ve Bill Condon yazdı. Alan Menken filmin müziklerini üstlendi. Müzikler arasında Menken ve Howard Achipshman’ın  yaptığı, özgün şarkıların  yeni kayıtlarının yanı sıra, Menken ve Tim Rice tarafından yazılan üç yeni şarkı var. Filmin yapımcılığını Mandeville Films’ten David Hoberman ve Todd Lieberman, başyapımcılığını da Jeffrey Silver, Thomas Schumacher ve Don Hahn üstlendi.

ZAMAN KADAR ESKİ HİKÂYE
Evvel  zaman içinde, muhteşem bir sarayda yaşayan çok yakışıklı genç bir prens (Dan Stevens) varmış.  Sosyeteden güzel kızların katıldığı abartılı partiler verir ve her isteğini yerine getiren hizmetkârları tarafından pohpohlanırmış ama prens, iyice küstah ve bencil biri olmuş. Fırtınadan korunmak için saraya sığınmak üzere kapıya gelen ve karşılığında ona tek bir gül veren yaşlı bir dilenci kadını, prens umursamayıp geri çevirir fakat onun aslında güzel bir büyücü kadın  (Hattie Morahan) olduğunun farkında değildir. Acımasızlığı yüzünden onu cezalandırmak için kadın, sarayı lanetler, prensi canavara, evin diğer sakinlerini de ev eşyalarına dönüştürür. Büyüyü bozmak için de, büyülü gülün son yaprağı düşmeden önce birini sevmeyi öğrenmesi ve karşılığında da onların sevgisini kazanması lazımdır. Aksi hâlde kendisi canavar, çalışanları da cansız eşyalar olarak kalacak, sonsuza dek sarayda hapis kalacaklardır.
Yıllar sonra küçük Villeneuve kasabasında,  zeki ve neşeli genç bir kadın olan Belle (Emma Watson) günlük işlerini hallederken köydeki hayatının monotonluğunu düşünmektedir. Bağımsızlığına çok düşkün olan ve genelde yalnız vakit geçirmeyi tercih eden Belle, münzevi bir sanatçı olan babası Maurice ile (Kevin Kline) yaşamaktadır. Belle, yaşadığı Fransız köyünün çok ötesinde bir dünyada, macera ve romantizm hayalleri kuran sıkı bir okuyucudur. Ama kasabanın sakinleri onunla ilgili ne düşüneceklerini bilmez çünkü Belle her ne kadar erdemli, kibar ve güzel olsa da tam bir muammadır.  Kasabadaki barda yardımcısı Le Fou’yla (Josh Gad) tüm dikkatleri üstünde toplayan, bütün bekâr kadınları parmağında oynatan kibirli ve kaba bir serseri olan Gaston’ın (Luke Evans) sonu gelmez kurlarını reddetmektedir. Gaston, Belle’den çok hoşlanmaktadır ama Belle çok inatçıdır ve Gaston’ın cazibesine kayıtsız kalır.
Maurice pazara giderken kurtların saldırısına uğrar, ormanda kaybolur ve Canavar’ın sarayına denk gelir. Artık hava karardığı ve her yer buzla kaplı olduğu için oraya sığınır. Ama Canavar onun sarayına izinsiz girdiğini görünce çok kızar ve onu esir alır. Belle, babasının ortadan kaybolduğunu öğrenip onu aramaya çıkar ve Canavar’la yüz yüze gelir, babasını bırakması için ona yalvarır ve sonunda kendi özgürlüğüne karşı babasının özgürlüğünü  takas eder. Meşur sarayın kulesinde kilit altında kalan Belle, dostane sesler duymaya başlar – Büyünün etkisiyle artık konuşabilen, evdeki büyülenmiş  eşyaların seslerini. Sarayın eski çalışanlarıyla tanışır: Kollu şamdan Lumiére (Ewan McGregor), masa saati Cogsworth (Ian McKEllen), çaydanlık Bayan Çaydanlık (Emma Thompson), gardırop Madam dö Garderob (Audra McDonald), tüy toz alıcı Plumette (Gugu Mbatha-Raw) ve klavsen Maestro Cadenza (Stanley Tucci). Nihayet Belle’in, Canavar’ın kalbini çalmasını uman çalışanlar, gerçek aşka dair bir işaret görmeyi bekler ama Canavar huysuz ve terbiyesizdir ve kaderine boyun eğmiştir.
Düşmanlık ve kırgınlıklarla dolu çatışan ilişkilerinden bir aşk çıkması söz konusu değildir ama Belle sevecen bir yapıya sahiptir ve başkalarının göremediklerini görebilme becerisi vardır, prensin içten içe nazik bir kalbi olduğunu fark etmeye başlar. Canavar cömerttir. Onunla kütüphanesini paylaşır. Yiğittir, onu korumak için kendi hayatını tehlikeye atar ve onu güldürür. Belle cesurdur, korkusuzdur, kendini savunabilmektedir, ve merhametlidir. Canavar’ın onu korurken aldığı yaralara bakar. Birlikte okumaktan ve edebi eserleri tartışmaktan keyif alırlar. Belle, Canavar’ın daha iyi biri olması için ona ilham verir ve Canavar yavaş yavaş hayata dönmeye başlar.

Bir yanıt yazın