Maymunlar Cehennemi: Başlangıç – Rise of the Planet of the Apes

MAYMUNLAR CEHENNEMİ

Sevgi ve kibir biraraya gelip, eşi benzeri olmayan bir savaşa dönüşüyor; MAYMUNLAR CEHENNEMİ.  “Avatar” ve “Yüzüklerin Efendisi”nin Oscar® sahibi görsel efekt ekibinin bilgisayarda yarattığı maymun, zekası ve duygu ifadeleriyle benzeri olmayan bir performans sergiliyor ve insan ırkıyla primatların alaşağı olan kaderlerini karşımıza getiriyor.
RISE OF THE PLANET OF THE APES / MAYMUNLAR CEHENNEMİ Twentieth Century Fox’un bugüne kadar sevilen ve çok başarı gösteren serilerinden birinin devamı olarak karşımıza çıkıyor. Film kökenlerini, Avatar’ın da olduğu gibi, önceki ‘Planet of the Apes’ filmlerine borçlu. RISE OF THE PLANET OF THE APES filminde görsel efektler, Avatar ile Oscar kazanan Weta Digital’a ait ve bu sayede seride ilk kez maymun kostümlü aktörler yerine foto-gerçekçi maymunlar yaratılıyor. Bu teknoloji sayesinde izleyiciler, aslında varolmayan, başroldeki maymun Sezar’la birebir bağ kurmasına olanak sağlıyor. Yapımcı Peter Chernin şöyle diyor:  “Bu, önceki Planet of the Apes filmlerinden radikal bir ayırım getiriyor; Sezar’ın ana karakter olması ve hikayeyi onun bakış açısından görmemiz de.  Hikaye boyunca Sezar ve onun yolculuğu sizi içine çekiyor.”
Filmle duygusal yakınlık kurmanızı sağlayan foto-gerçekçi maymunlar dışında, filmin geçtiği yerler de çabukça farkedilebilir ve ilişkilendirilebilir mekanlar. RISE OF THE PLANET OF THE APES özünde yepyeni ve orijinal bir hikaye.Günümüz San Francisco’sunda geçen film, gerçek durumlardan esinlenip bilimkurgu ile harmanlanmış ve insan ırkının yaptığı genetik deneyler sonucu maymunların zekalarının gelişmesi ve insan zekasına üstünlük sağlamasıyla başgösteren bir savaşı anlatıyor.
“Planet of the Apes mitolojisinin günümüzden bir kesiti bu,” diyor yapımcı Dylan Clark.  “Büyük bir aksiyon filmi olmakla beraber, hikaye anlatımındaki kalite, duygusu ve karakterlerinin derinliği ön plana çıkıyor. Özünde, karakter odaklı bir hikaye.”
Filmin duygusal yoğunluğu oyuncuları da çeken temel sebeplerden biriydi; özellikle de John Lithgow’u.  “İnsani duygular ve iç karmaşasını da içeren büyük bilim kurgu yapımlarına sık rastlanmaz,” diyor Oscar adayı oyuncu ve ekliyor; “Senaryonun duygusal anlamdaki özgünlüğünden çok etkilendim. Bu film izleyicinin beklentilerini alıp kafalarında bir yere oturtuyor.” diyor.
Serinin önceki filmleri ve orijinal ‘Planet of the Apes’ gibi, yeni film de daha büyük dünyaları ve fikirleri keşfetmek için bilim kurgudan yararlanıyor. “RISE OF THE PLANET OF THE APES”, medeniyetimizin dönüşü olmayan bir noktaya gelmesiyle ilgili.” Diyor yönetmen Rupert Wyatt.  “Süper-zekalı bir maymun olan ve genç yaşlarındayken insanları sanat ve muhakeme gibi mükemmel yönleriyle yücelten Sezar’ın gözünden aktarılıyor olaylar. Sonrasında ise insanlığın karanlık yüzünü görmeye başlıyor; baskı, gericilik ve kim/ne olduğunu anlamadığımıza karşı olan dışlama yönümüzü.”
Diğer bir anahtar mevhum da insanlığın aşırı gurur ve kibiri –  doğanın kurallarını kötü sonuçları olmayacakmışçasına değiştirebileceğimize, oyun oynayabileceğimize dair olan küstahça inancımız.” Asıl ‘Planet of the Apes’ filminde, Col karakterini ortaya çıakran da bu kibirdi. Taylor [Charlton Heston’ın canlandırdığı] plajda Özgürlük Heykeli ve insanlığın kaderinin inanılmaz gerçekliği ile yüzyüze geldiği o anda…” diyor senarist-yapımcı Rick Jaffa.  “Dünyayı alaşağı eden kaderin cilvesi ya da bir mutasyondan ibaret değildi.” ‘RISE OF THE PLANET OF THE APES’ de insanı doğanın karşısına yerleştiriyor – ve kendisin de karşısına – ki bu da insanlar ve maymunların yeni ve şok edici bir dünya düzeni yaratışının yolunu izliyor.

Resimler:

Bir yanıt yazın