Son Hava Bükücü – The Last Airbender

“Son Hava Bükücü”                  

Yapım Notları

Dünyayı savaş alevleri yutmuş ve bu kaçınılmaz yıkımı durdurmak için
kimsenin gücü yok… Ta ki şu ana dek. Yaklaşık 100 yıldır, Ateş Ulusu,
kabile ulusları Hava, Su ve Toprak’a hakim olmak için ölümcül bir
hareket başlatmıştır. Kabilelere tek bir seçenek sunmaktadır: Tam
teslimiyet ya da tam yıkım.

Köylüler, kendilerini savunmak için boş girişimlerde bulunarak, ulusun
elementine hakim olup istedikleri gibi onu “bükebilen” seçilmiş birkaç
kişinin arkasında duruyor. Büyük ordular ve imha silahlarıyla
destekleniyorlar ama ateş bükücüler yeryüzündeki her hava bükücüyü
etkisiz hale getirmişlerdir. Şimdiyse dikkatlerini kuzey kalesindeki Su
Ulusu’na çevirmişlerdir.

Bir gün genç su bükücü Katara (NICOLA PELTZ), erkek kardeşi Sokka’yla
(JACKSON RATHBONE) yeteneklerini çalışırken Aang (NOAH RINGER) adlı genç
bir çocukla tanışırlar. Aang’ın hava bükme becerileri ortaya çıktıkça,
Katara ve Sokka, karşılarındakinin yalnızca son hava bükücü
olmayabileceğini fark ederler. Dört elementi de kontrol edebilen tek
kişi olan geleceğin habercisi Avatar, bu genç hava bükücü, Ateş
Ulusu’nun saldırılarına karşı koyabilecek tek silahtır ve savaşın
yıktığı dünyanın düzenini bir tek o geri getirebilir. Fakat çok geç
olmadan bükme becerilerinde ustalaşıp olmasa gereken kahraman olabilecek
midir?

Usta bir hikâye anlatıcı olan, Oscar adayı yazar/yapımcı/yönetmen M.
NIGHT SHYALAMAN (“Altıncı His”, “İşaretler”, “Ölümsüz”) hit animasyon
serisi “Son Hava Bükücü”yi beyaz perdeye taşıyor ve inanılmaz görsel
efektler, harika aksiyon ve heyecan verici maceralarla dolu destansı,
efsanevi bir dünya yaratıyor.
Filmin yetenekli ve genç oyuncu kadrosunda Noah Ringer, Nicola Peltz ve
Jackson Rathbone’un yanı sıra, Ateş Ulusu’nun intikam dolu Prens Zuko’su
rolünde DEV PATEL (“Milyoner”), Zuko’nun kendini işine adamış, prense
arayışında yardım eden  amcası İroh rolünde SHAUN TOUB (“Iron Man”),
Ateş Ulusu’nun vicdansız askeri Komutan Zhao rolünde AASIF MANDVI
(Örümcek Adam 2) ve karşısına insan dâhil çıkan her şeyi reddeden Ateş
Kralı Ozai rolünde CLIFF CURTIS (Zor Ölüm 4) var.
 “Son Hava Bükücü”, aynı zamanda filmin sorumlu yapımcıları olan MICHAEL
DANTE DiMARTINO ve BRYAN KONIETZKO’nun yarattığı “Avatar: The Last
Airbender” dizisinden esinlenerek yapıldı. Shyamalan’la birlikte
yapımcılığı paylaşanlar SAM MERVER (“Altıncı His”, “Ölümsüz”, “Köy”) ve
FRANK MARSHALL (“Bourne” Üçlemeleri, “Indiana Jones” serileri) ile
sorumlu yapımcılar KATHLEEN KENNEDY (“Indiana Jones ve Kristal Kafatası
Krallığı” ,”Dünyalar Savaşı”) ve SCOTT AVERSANO (“Killers”, “Hababam
Rock”)
Shyamalan’ın yaratıcı ekibi şöyle: Oscar ödüllü görüntü yönetmeni ANDREW
LESNIE, ACS, ASC (“Yüzüklerin Efendisi” üçlemesi), yapım tasarımcısı
PHILIP MESSINA (George Clooney’li “Ocean’s” serisi), Oscar ödüllü
kurgucu CONRAD BUFF, A.C.E (“Titanik”) ve kostüm tasarımcı JUDIANNA
MAKOVSKY (“Harry Potter ve Felsefe Taşı”). Ortak yapımcı ise JOSE L.
RODRIGUEZ (“Mistik Olay”). Prodüksiyonun müziklerini birçok Oscar
adaylığı bulunan JAMES NEWTON HOAWRD (Kara Şövalye), görsel efekt ve
animasyonları da INDUSTRIAL LIGHT & MAFIC (Avatar) üstleniyor.

Yapım Hakkında

2005 yılında Nickelodeon, Michael Dante DiMartino ve Byran Konietzko’nun
ortaklaşa yarattığı “Avatar: The Last Airbender” dizisini yayınlamaya
başladı. Dizi geniş bir seyirci kitlesi kazandı. Kısa sürede “Avatar”
ateşi uluslararası bir fenomene dönüştü. (Dizi şu an 120’den fazla
ülkede gösteriliyor.) Dizi daha sonra da Hollywood’un en iyi hikâye
anlatıcılarından M. Night Shyamalan’ın ilgisini çekti. İki Oscar adaylı
sinemacı şöyle diyor: “’Avatar: The Last Airbender’ kucağıma düştü. Bana
adeta göründü.”

Shyamalan’ın kızları diziye âşık olmuş, özellikle de genç su bükücü
karakteri Katara’ya. Benzersiz bir hayran sadakatine sahip diziden
etkilenen Shyamalan, onlarla birlikte diziyi izlemeye karar vermiş ve
kendini kaptırmış.
Dizinin sinematik bir potansiyeli olduğu açık. Elbette 30 küsur saatlik
hikâyeleri bir sinema filmine dönüştürmek zorlu bir görev olacaktı. Buna
yönetmenin daha önceki işlerinde hiç ele almadığı bir türe adım atması
da dâhil. “Sayfaya ilk kelimeleri yazar yazmaz, bu komplekslikte bir
film yapmanın çok çaba gerektireceğini anlamıştım. “Avatar” serisini
yaratan Michael Dante DiMartino ve Bryan Konietzko, mitolojiyi
oluşturmak için 6 yıllarını harcamışlar.”
 “Bu ölçüde bir şey yapmak ve bir yandan da mükemmellik seviyesini
korumayı istemek benim için şaşırtıcı ve ilginç oldu” diye devam ediyor
Shyamalan. “Çekimlerin her günü ölümüne korkuyordum. Bunaltıcı
olabilirdi, birçok bilinmeyen vardı. Bu film, şu ana kadar yaptığım her
şeyden iki buçuk kat daha büyük.”
 “Son Hava Bükücü”nün film ekibi, orijinal dizinin sadık hayranları
oldukları için, başarmayı umdukları bir tek nihai amaç vardı. “Sadece
hayranların beklentilerini karşılamakla kalmayacak, aynı zamanda bir
canlı aksiyon filninin sunabileceği her şeyi dünya çapında seyirciye
yayacak bir film yaratmak istedik” diyor Shyamalan.
 “Avatar”ın yaratıcıları DiMartino ve Konietzko, Shyamalan’ın
senaryosunu geliştirmesine çok yardımcı olmuş. Birçok hikâyeyi uzun
metrajlı film boyutuna geçirmeye yardım etmişler. “Başım sıkıştığında
onların bir telefon veya e-posta uzakta olduğunu bilmek  çok
rahatlatıcıydı. Onların ‘Avatar’ mitolojisi o kadar iyi düşünülmüş ki,
tüm sorularıma bir cevapları ve bir hikâyeleri vardı.”
Shyamalan’ın yıllardır franchise tipi bir film yapma fikri vardı ama
hiçbir materyalle bağ kuramamıştı ama “Son Hava Bükücü” yönetmeni
gençliğinden, destansı fantezi, ruhanilikle beslenen ve özünde dövüş
sanatları bulunan “Yıldız Savaşları”nı ilk izlediğinden beri kendisini
büyüleyen tüm öğeleri içeriyordu.
Syhamalan’la daha önce “Altıncı His” ve “İşaretler”de birlikte çalışmış
olan yapımcı Frank Marshall şöyle diyor: “Night’ın çok belirgin bir
sinema ve benzersiz bir hikâye anlatma tarzı var. Çok geniş bir seyirci
kitlesine dokunabilme yeteneği var. Bu filmed yeteneğini ve kitlesini
genişletiyor, bu da çok heyecan verici bir özellik.”
Yapımcı Sam Mercer ekliyor: “Night başka franchise filmlerle de
ilgilendi, kariyerinde böyle başka teklifler de aldı ama “Son Hava
Bükücü”ye kadar kendisinin yapabileceği bir bir tane bulamamıştı.”
Shyamalan, kendini rahat hissettiği türün gerilim olduğunu söylüyor ve
kabul ediyor: “değiştirip kendime yeni bir şey öğretmek, tamamen farklı
bir şey yapmak çok iyi.”
“Son Hava Bükücü” “Avatar” serisinin su elementine odaklanan Birinci
Kitabını anlatıyor. Filmde Avatar Aang, dünyayı kurtarmak amacıyla dört
elemente hakim olmak için çıktığı yolcuk konu ediliyor.  Televizyon
dizisinde olduğu gibi “Son Hava Bükücü” Güney Kutbundan Kuzeye gidiyor.
Böyle bir hikâyeyi ele almak için Shyamalan uzun süredir iş birliği
yaptığı storyboard sanatçısı Brick Mason’la çalıştı ve ikisi birlikte
ana çekimlere başlamadan bir yıl önce filmi planladı. Görüntü yönetmeni
Andrew Lesnie, storyboard’lara bir bakmak için işe dâhil olduğunda film,
ön görüntüleme aşamasında Industrial Light  & Magic ve görsel efekt
süpervizörü Pablo Helman’la çalışıyordu.
O noktada sahne sahne gerçek zamanlı animatikler işlenmiş, film ekibinin
sekansları animasyonlu ve kurgulu versiyonlarını görmelerini sağlayan
planlar yaratılmıştı. (Filmin üçte birinden fazlası, çekimler başlamadan
önce ön görüntüleme yöntemiyle ana hatlarıyla belirlenmişti). İlerleyen
zamanlarda, ön görüntülemeleri sette izlemek ve onları iPhone’lardan
görüntüleyebilmek, tek bir monitörün etrafında toplanmaktan daha
kolaydı.

Tüm Bükücüleri Çağırmak

    Shyamalan, oyuncu seçiminde de geleceği düşünüyordu. Şöyle diyor:
“Farklı oyunculuk becerilerine sahip oyuncular aradım. Tek ayarda oyuncu
seçemezsiniz.” Film ekibi, dört ulustan olan kişilerin etnik
kökenlerinin farklı olmasına da önem veriyordu.
O dünyanın merkezi de Avatar Aang’dı. Doğru oyuncuyu seçmek altı ay aldı
ve birçok alanı kapsadı. Film ekibi Dallas, Teksas’lı bir dövüş
sporları şampiyonuna ait bir DVD aldığında şans ve kader bir araya
geldi.

Noah Ringer, 10 yaşındayken tekvandoyla, Güney Kore’nin dövüş sanatı ve
ulusal sporuyla uğraşmaya başlamış. Yeteneği sayesinde birçok ödül almış
ve Amerikan Tekvando Birliği Teksas Eyalet Şampiyonu olmuş. Noah
idmanlar sırasında terlememek için kafasını kazıtmaya başlamış.
Arkadaşları ve antrenörü, animasyon dizinin bütün hayranları onun
televizyon kahramanına ne kadar benzediğini fark etmiş ve Noah’ya
“Avatar” lakabını takmış. Bundan etkilenerek dizinin DVD’lerini izlemeye
başlamış ve bitmek bilmeyen aksiyon dolu savaş sanatları sekanslarıyla
bağ kurmuş.
Paramount’un “Son Hava Bükücü” için uluslararası oyuncu seçmeleri
düzenlediği açıklanınca, tekvando antrenörünün teşvikiyle Noah bir seçme
DVD’si hazırlayıp, hâlihazırda kazınmış olan kafasına karakterin imzası
niteliğindeki mavi oku bile çizdirmiş.
 “Noah, Aang’ı canlandırıyor. Aksi düşünülemez. Seçme kasetini
izlediğimiz an, onun kocaman kahverengi gözlerindeki samimiyeti gördük”
diyor Shyamalan. “Zanaatına kendini adamış. Gerçekten önemsiyor ve her
gün daha çok çalışmak istiyor. Öyle genç bir adam için sahip olduğu
disiplin benzersiz.”
Yapımcı Frank Marshall ekliyor: “Başından itibaren Noah’da Zen-vari bir
özellik vardı ve bizim de bu karakterde aradığımız şey tam olarak
buydu.”
Oyunculukla dövüş sanatları deneyimini bir araya getirmek zorunda olan
Noah şöyle diyor: “Night odaklanıp o gücü ve enerjiyi oyunculuğuma
aktarmama yardımcı oldu. Bunun bana hayatımın sonunda dek faydası
olacak.”
İyinin kötüye karşı olduğu her ikna edici hikâyede, herkes müthiş bir
kötü adam olması gerektiğini bilir. Dolayısıyla Prens Zuko rolünde
Ringer’a denk olabilecek birini bulmak anahtardı.

Oscar ödüllü “Milyoner”in ani başarısından sonra başrol oyuncusu Dev
Patel, “Milyoner”deki karakteri Jamal’dan çok farklı bir rol arayışı
içindeydi. Bağımsız hit filmin reklamını yaparken Patel, Prens karakteri
için kendini kasete çekmiş ve sonra Shyamalan’dan rolü kendisine teklif
ettiği “o telefonu” almış.
Shyamalan şöyle diyor: “Gerçekte, Zuko’nun güçlü olduğu yanı
incinebilirliği. Dev Patel’ın en etkili yanı incinebilirliği. Dev, ona
rolü verdiğimizde erkek-çocuktu, öfke ve merhametin kusursuz
kombinasyonu.
“Milyoner” setinde çekimlerden vakit bulduğunda izlediği “Avatar” için
Patel şöyle diyor: “Prens Zuko tutkusu ve babasının gözünde gururunu
tekrar kazanmak için verdiği mücadele arasında kalmış. Hikâyeye bayıldım
çünkü öğrenilecek çok ders var. Eskiden beri Bruce Lee hayranıyım, o
yüzden elbette animasyon dizisindeki dövüş sanatları sahnelerini çok
sevdim.”

Ringer ve Patel, çekimlerin ilk günü tanıştıklarında o an aralarında
karşılıklı bir saygı oluştu. Patel şöyle diyor: “12 yaşındaki bir
çocuğun bu koca filmin setine geldiğini gördüm ve onun sapasağlam duruşu
karşısında şaşırdım. Dövüş sanatlarındaki eğitimi, zorluk ne olursa
olsun ona sağlamlık ve kararlılık kazandırmış.”
Ringer gibi genç aktris Nicola Peltz de Shyamalan’ın son filminin
seçmelerine katılmaya karar verniş ve su bükücü Katara rolünü okuyup
daha sonra dab u rol için teklif almış. Peltz kendinden küçük ikiz erkek
kardeşleriyle birlikte diziyi işlemiş olduğu için karaktere oldukça
aşina.
Shyamalan’ın kızları gibi, bütün küçük kızlar Katara’ya ve genç bir
kadın olarak onun gücüne özeniyor. Peltz şöyle diyor: “Kızlar için
inanılmaz bir rol model o. Aklına koyduğu her şeyi yapar. Fiziksel ve
zihinsel olarak çok güçlü.”
Anne babası olmayan Katara’nın ağabeyi Sokka, severek koruyucu rolünü
üstleniyor. Sokka’nın bükme güçleri olmasa da, gerçek bir savaşçının
ruhuna sahip. Katara tehlike içinde olduğu an, bumerangıyla ya da
mızrağıyla hemen müdahale ediyor. Sokka’yı “Alacakaranlık” serisinden
Jackson Rathbone’un canlandırıyor ve rolü fiziksellik katıyor.
Shyamalan şöyle diyor: “Filmde Sokka’nın ayakları daha yere basıyor, o
yüzden filmde mizah olsa da komik karakter Sokka değil. Bu Jackson’a
çeşitlilik kattı. Film sırasında Sokka’nın büyüdüğünü görebiliyorsunuz.”
Kız kardeşiyle birlikte yaptığı yolculuğun yanı sıra Sokka’nın karakteri
Seychelle Gabriel’ın oynadığı Prenses Yue karakteriyle tanışıp âşık
olduğunda duygusal da bir yolculuğua çıkıyor. Rathbone şöyle diyor: “Bir
anlamda Sokka, güney Su Kabilesinden bir köylü ve Kuzey Su Kabilesine
gidip orada bu güzel ve sofistike prensesle tanışıyor. İlişkileri ona
çok şey öğretiyor ve onu çok olgunlaştırıyor.”

Resimler:

Bir yanıt yazın